Medya Politika… Bir MTP türküsü: Hala yükseliyor amman
Türkiye’nin önümüzdeki üç yılının ekonomik yol haritası olarak gösterilen Orta Vadeli Program (OVP), Erdoğan’ın açık desteğiyle Çarşamba günü açıklandı. Erdoğan’ın açık desteği iki nedenden dolayı değerliydi. Öncelikle bu programın tavus kuşunun kuyruğu gibi açılarak çekmek istediği ana çevreler, yani Türkiye’de bir zamanlar “dış güçler” ve “faiz lobisi” olarak bilinen uluslararası finans çevreleri, Mehmet Şimşek ve ekibini destekliyor. Ama Erdoğan’ın desteği. Uzun süre bu gruba tahammül edemeyeceğine dair şüpheleri vardı. Bundan iki yıl önce Naci Ağbal ve Lütfi Elvan ekibinin başına gelenleri hatırlarken, yaklaşık 7 ay sonra Beyefendi için çok önemli olduğu bilinen yerel seçim takvime bağdaş kurup otururken bu tereddüt daha da güçleniyordu. Seçimden hemen önce yeni bir Şahap Kavcıoğlu – Nurettin Nebati olayının yaşanmayacağının gözle görülür bir garantisi yoktu. Ancak Erdoğan Çarşamba günü yaptığı açıklamada, ‘ortodoks politikalara dönüş’ grubunun baloyakatıldı ve üç yıl takviye garantisi verdi.
Erdoğan’ın net tutumunun yanı sıra ‘dış güçler’ içeri Bazı unsurlar için de gerekliydi. ‘Heterodoks’ politikalardan büyük fayda sağlayan sermaye çevreleri, bunların AKP ve bürokrasinin çeşitli çekmecelerindeki uzantıları ve tabii ki iktidar yanlısı medyanın bir kısmı. Ortodoks politikalara uygun yapısal reformlar açıklanırken, bir zamanlar “Bu yapısal reformlar nedir?” diye açıkça dalga geçen eski Hazine ve Maliye Bakanı’nın açık hayranı ve takipçisi olan gazete yöneticilerinin bu duruma tepki göstermesi kesinlikle beklenmiyordu. sanki bir kabareden çıkmışlar gibi, sinirlenmeleri beklenmezdi. Açık konuşalım. Berat Albayrak’ın tıpta dönemi altın ÇağSabah gazetesi bunu “Ekonomi yönetiminin tavrını ancak Erdoğan’ın spesifik kararı ortadan kaldırabilir” şeklinde değerlendirdi.
Ve öyleydi.
OVP’nin iktidar medyasında nasıl yankı bulduğunu, çeşitli nedenlerle temsil gücü yüksek üç gazete ve yazarlarının tutumları üzerinden değerlendireceğiz: Sabah, Yeni Şafak ve Türkiye… Ve ne yazık ki piyasanın ne durumda olduğunu göreceğiz. yetenekli!
YENİ ŞAFAK
Elvan-Ağbal ikilisinin faiz artışlarını eleştiren Yeni Şafak gazetesi, “Bu operasyonu kimin adına yaptınız?” manşetiyle eleştirdi. Şimşek-Erkan ikilisinin ilk faiz artışına “Bu son olsun” diyerek kaşlarını kaldıran Erdoğan, OVP’yi “manda ekonomistlerinin” abartılı dilinin de etkisiyle reddetti. Kendini savundukça daha da geri çekilir. O aslan kükremeleri önce bir kedinin miyavlamasına, sonra da eğitimli bir kuşun neşeli cıvıltısına dönüşür.
Gazetenin OTP ilanından bir gün sonra (7 Eylül) yayınlanan manşeti büyük puntoyla “Güven ve İstikrar Programı” başlığını taşıyor. 8 Eylül’de OVP’ye övgüler ilk sayfada devam ediyor: “OVP’de hayata dokunan reformlar”. 9 Eylül Cumartesi gününün ilk sayfasında ise “TL yabancı radarına girdi” başlığıyla Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD), yabancı yatırımcıların ve son olarak derecelendirme kuruluşu JP Morgan’ın olumlu görüşleri yer aldı. Bir dönem açık düşman ilan edilen Türk ekonomisiyle ilgili cıvıl cıvıl cıvıl cıvıl cıvıl cıvıl cıvıl cıvıldık.
Peki gazetenin köşe yazarları ne yapıyor? Çoğu zaman topa girmezler. Küçük eteklerden devam ediyorum, başörtülü, Kılıçdaroğlu, İmamoğlu. Ama topun içine girenler de var. Uzun yıllar Erdoğan’ın metin yazarlığını yapan Aydın Ünal, önceki gün gazetenin manşetine uygun olarak 8 Eylül’de “Ovp: İstikrar ve güvenin muhteşem dönüşü” başlıklı bir yazı yazmıştı. Programı övdükten sonra bir noktada “Ekonomide istikrar ve güven son yıllarda ciddi şekilde zedelendi” diyor. Bu zararın faili kim? Söylemiyor. Ama kimi kastettiği biliniyor. Berat Albayrak’tan başlayarak 4 aylık Ağbal-Elvan kesintisi dışındaki tüm ‘yetkililer’… Ünal, şu sözlerin geçtiği adreste yaşayanların dikkatini çekmeyi ihmal etmiyor: “Ekonomi emin ellerde. Ama bu iklimin korunması gerekiyor. Bu konuda herkese görev düşüyor.”
Ertesi gün gazetenin ekonomi yazarı Levent Yılmaz bu kez yazıyor. O da destekleyici ama biraz daha çekingen: “…döviz kurundaki geçişkenliğin etkilerinin ağırlıklı olarak iç talebin azaltılması yoluyla giderilmeye çalışılacağını görüyoruz. Bu yöntem teoride doğru olsa bile pratikte istihdamı olumsuz etkileme ihtimali olan bir durumdur. “Bunun gerçekleşmesi halinde OVP’deki istihdam rakamları ile gerçek rakamlar arasında farklılık ortaya çıkacaktır.”Yılmaz, Erdoğan’ın yumuşak karnına ve istihdam riskine dikkat çekiyor ve kaygı kokan bir cümleyle yazıyı bitiriyor: “Türkiye’nin başarısı hepimizi mutlu edecektir. Umarım hem yurt içi gelişmeler hem de küresel konjonktür, OVP’deki öngörülerin gerçekleşmesine imkan verir.”
Türkiye
Türkiye gazetesi, yeni ekonomi yönetimine en açık desteği veren hükümet yanlısı gazetedir. Manşetlerden Cem Küçük’ün yazılarına kadar sarsılmaz ve tutkulu bir destek var. TÜİK’in ağustos ayı rekor enflasyonu açıklandı Emekliler hadi hak kazandınız, cebinizde ne kadar zam var bilmiyorum.Sonuçta bu bir gazete: (Gerçekten bunu yaptılar, 5 Eylül tarihli 1. sayfadaki manşet şu: Enflasyon farkı maaşları katlayacak, yüzde 28’i zaten cepte!)
Gazete ilerleyen günlerde yeni haber ve manşetlerle OTP’yi güçlendirmeye devam ediyor. Köyün yazarları da öyle. Değerli bir makale yok. Ancak bir iki yazının başlığını koyarsak orada çalan caz grubunun sesini verebiliriz: “Olumlu, Üretken, Güçlendirici…”, “Yetiştirmenin tarifi…” Fitch’s ve Moody’s bu yazılarda orman perileri gibi uçup gidiyor. Bol ‘ışık’ olsun.
SABAH
Gelelim iktidar medyasına Bayrağınızı alın… Sabahın ilk günü “Türkiye Yüzyılın Refah Planı” başlığıyla yayımlanıyor. Ancak ilerleyen günlerde OVP’ye yönelik övgüler ön sayfadan uzaklaşıyor. OVP tanıtımını yerinde izleyen iki yazar, 7 Eylül’de konu hakkında yazı yazdı. Bunlardan biri de Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu. Yazısına “Şampiyonlar Ligi Programı” adını veriyor. Erdoğan’ın katılımına dikkat çekiyor. Daha sonra makaleyi şöyle bitiriyor:
“İşimiz kolay değil.
Ancak “siyasi istikrar, liderlik, kararlılık, güvenilir kadro” ve beraberindeki “milli dayanışma ve dokunulmazlık” ile aşılamayacak hiçbir sorun yoktur.
Bana göre… 2024 azim yılı, 2025 onarım yılı, 2026 ise Şampiyonlar Ligi’nde oynama yılı olarak tasarlandı…
Hadi canım…”
Diğer yazı ise baş ekonomi sorumlusu Dilek Güngör’den. Güngör’ün Berat Albayrak dönemi politikalarının en tutkulu destekçilerinden biri olduğu biliniyor. Ancak Erdoğan’ın açık desteği onların elini kolunu bağladı. Dilek Güngör, başlığını “Gerçekçi hedefler” yazıyor ancak kamuda yapılması gereken tasarruf ve vergi düzenlemelerine dikkat çekiyor ve sözlerini bir uyarıyla bitiriyor:
“İktidar bu adımları kağıt üzerinde bırakmazsa, ekonomide yaşanan sorunlardan sadece vatandaşın değil halkın da sorumlu olduğu algısı toplumun her kesiminde yerleşecektir. Bu, OVP’nin daha fazla sahiplenilmesini sağlar.”
Güngör ertesi gün MTP analizine devam ediyor. “Dünya Bankası desteğini açıkladı… Moody’s not artırımı sinyali verdi. Fitch’in bugün bir değerlendirmesi var. 29 Eylül’de S&P… not artışı isteklerini söylüyor ve sıralıyor. Eski düşmanlar birer birer dost oldu…
Melih Altınok Cuma günü ince bir noktaya değiniyor:
Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi, hükümetin “Orta Vadeli Plan’ın arkasındayız” mesajını verdiğini söylüyor.
Dürüst olmak gerekirse şaşırmadım. Çünkü bu hükümetin kendi planıdır.
Ancak gıda enflasyonuna baktığımda bazı bakanlıkların ekonomi yönetimiyle senkronizasyonunda sorun var gibi görünüyor.”
Hmm. Oldukça sert bir eleştiri. Özgürlükçü yazarlarımızın başına bir şey gelmesini istemiyoruz.
Sabah’ın birbirinden iddialı diğer yazarları ise iddiaya girmiyor. Salih Tuna Cumartesi (dünkü) yazısını atlıyor. Hilal Kaplan’a gelince… Aslında Hilal Kaplan bir süredir yazmıyor. Son yazısı 11 Ağustos Cuma günü yayınlandı ve şöyle dedi: “Okullar açılıncaya kadar bana izin verin.” Neyse okullar yarın açılıyor. Sanırım köşesinden gelip tütsü yakarak ücretlilere “Ücretler artık gerçek enflasyona göre değil, hedeflenen enflasyona göre belirlenecek” programını anlatacak.